kamburluk tedavisi

Kifoz (Kamburluk) Nedir?

Kifoz, omurganın üst kısmının anormal bir şekilde dışa doğru eğilerek artmış bir kavis oluşturduğu durumdur. Bu eğrilik genellikle omurganın göğüs bölgesini (torasik omurga) etkiler ve görsel olarak dikkat çekici bir kambur görünümüne neden olur. İnsan omurgası esasında üç ana bölümden oluşur:

  • Servikal (boyun) omurga, baş ve boyun hareketlerimizin merkezidir ve yedi adet omurdan meydana gelir.
  • Torasik (göğüs) omurga, göğüs kafesine destek veren ve sırtın üst kısmını oluşturan 12 omurdan oluşur.
  • Lomber (bel) omurga, alt sırt bölgesinde yer alır ve beş omurdan oluşur.

Her omurga bölümü kendine özgü bir eğriye sahiptir. Sağlıklı bir omurgada bu eğriler dengeli bir biçimde yük dağılımını sağlayarak vücudun hareketini ve duruşunu destekler. Boyun (servikal) ve bel (lomber) bölgesindeki eğriler içe doğru (lordoz) dönükken, sırt (torasik) bölgesinde hafifçe dışa doğru (kifoz) bir eğrilik vardır. Normal koşullarda torasik bölgenin kifoz açısı 20 ila 45 derece arasında değişir.

Kifoz durumunda bu doğal eğri fazla artabilir ve 45 dereceden daha büyük bir açıya ulaşabilir, bu da omuzların öne doğru düşmesine ve sırtın üst bölgesinde belirgin bir kambur görünümüne neden olabilir. Kifoz, çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir; doğuştan gelen yapısal anormallikler, yaşa bağlı değişiklikler, osteoporoz gibi kemik erimesi durumları, kötü duruş veya omurga hastalıkları bu faktörler arasında sayılabilir. Kifozun şiddeti ve tedavisi kişiden kişiye değişir ve durumun nedenine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Bazı hafif vakalar egzersiz ve duruş terapisi ile düzeltilebilirken, daha ciddi durumlar cerrahi müdahale gerektirebilir.

Kifoz Türleri Nelerdir?

Kifoz, yani halk arasında bilinen adıyla kamburluk, omurganın torasik bölgesindeki aşırı eğriliğe verilen isimdir ve her yaş grubunda görülebilmekle birlikte gençler ve yaşlı kadınlar arasında daha yaygındır. Çocuklar ve gençlerde gözlemlenen kifozun başlıca nedenleri şunlardır:

Postüral Kifoz: Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve kötü duruş alışkanlıklarının bir sonucudur. Bu kamburluk türü, genellikle basit müdahalelerle düzeltilebilir; örneğin, duruşu düzeltmek ve özel egzersizler yapmak gençlerin bu durumdan kurtulmasına yardımcı olabilir. Çoğunlukla ağrısızdır ve yetişkinlikte ciddi komplikasyonlara sebep olmaz.

Scheuermann Kifozu: Adını bu rahatsızlığı tanımlayan Danimarkalı doktordan alan Scheuermann hastalığı, genellikle gençlik çağında ortaya çıkan ve omurganın anormal bir şekilde eğilmesine sebep olan bir gelişimsel durumdur. Postüral kifoza kıyasla daha şiddetli olup, sırt ağrısı gibi belirtilere neden olabilir ve bazen cerrahi müdahale gerektirebilir.

Konjenital Kifoz: Doğum öncesinde omurganın düzgün gelişmemesiyle meydana gelen ve genellikle cerrahi müdahale gerektiren bir durumdur. Bu tür kifoz, çocuk geliştikçe genellikle kötüleşir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Kifozun şiddeti ve etkilediği bölge büyük ölçüde bireysel faktörlere bağlı olarak değişir. Kifoz daha şiddetli olduğunda, sırt ağrısı ve solunum ya da kardiyovasküler sisteme baskı gibi komplikasyonlar gelişebilir. Kamburluğun açısı ne kadar fazla ise bu durumun neden olduğu semptomlar ve sağlık sorunları da o kadar artabilir. Özellikle eğrilik 75 dereceyi aştığında ve ilerleme eğiliminde olduğunda, cerrahi müdahale en uygun tedavi yöntemi olabilir. Cerrahi dışında fizyoterapi, özel egzersiz programları ve duruş düzeltici cihazlar da tedavi yöntemleri arasında yer alır ve bireysel ihtiyaçlara göre düzenlenir.

Kifoz (Kamburluk) Belirtileri Nelerdir?

Kifoz, diğer adıyla kamburluk, omurganın doğal eğriliğinden daha fazla kıvrılması sonucunda ortaya çıkar ve bazı durumlarda bireylerde herhangi bir semptom göstermeyebilir. Bununla birlikte, belirli belirtiler eşlik edebilir ve bu durumun varlığını gösteren işaretler olabilir. Kifozun yol açabileceği belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

Sırt Ağrısı ve Sertlik: Sırtın üst kısmında ağrı ve hareket kısıtlılığı en sık rastlanan semptomlardır. Ağrı sürekli veya aralıklı olabilir ve genellikle uzun süre ayakta kaldıktan veya oturduktan sonra şiddetlenebilir.

Omurgada Hassas Noktalar: Kifotik eğriliğin olduğu yerlerde basınç uygulandığında hassasiyet veya ağrı hissedilebilir.

Omuz Seviyesindeki Farklılıklar: Omuzların biri diğerine göre daha yüksek olabilir, bu da asimetrik bir omuz hattına ve duruş bozukluğuna yol açabilir.

Eğilme Esnasında Görünüm Değişiklikleri: Kişi öne eğildiğinde, sırtın üst kısmındaki eğriliğin daha belirgin hale gelmesi muhtemeldir.

Baş ve Boyun Hareketlerinde Zorlanma: Kifozun şiddeti, başın doğal pozisyonunu etkileyebilir ve karşıya veya yukarı bakmada güçlüğe sebep olabilir.

Daha şiddetli kifoz durumlarında ise daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir:

Nefes Darlığı ve Solunum Problemleri: Eğrilik göğüs kafesine baskı yaparak akciğerlerin genişlemesini engelleyebilir, bu da solunum güçlüğüne neden olabilir.

Yorgunluk: Vücut, eğriliği dengelemek için daha fazla enerji harcar, bu da hızlı yorulmaya sebep olabilir.

Sindirim Sorunları: Şiddetli kifoz, sindirim sistemi üzerinde baskı oluşturarak yemek yeme sürecini zorlaştırabilir.

Kamburluk Neden Olur?

Kamburluk ya da tıbbi adıyla kifoz, omurganın normalin üzerinde bir eğime sahip olması durumudur ve çeşitli faktörlerle ortaya çıkabilir. Genetik yatkınlık ve gelişim bozuklukları bu durumun temelini oluştursa da, yaşam tarzı ve sağlık koşulları da kifozun gelişiminde etkili olabilir.

Omurgadaki aşırı kamburluğa yol açan temel nedenler şu şekilde sıralanabilir:

    • Uzun süreli kötü duruş alışkanlıkları omurganın şeklini bozabilir ve kifozun gelişimine zemin hazırlayabilir.
      Scheuermann Hastalığı: Gençlerde görülen bu durum, omurga kemiklerinin ön kısmının arka kısmından daha yavaş büyümesiyle karakterize bir yapısal bozukluktur.
    • Yaş ilerledikçe omurga kemiklerinin zayıflaması ve esnekliğini kaybetmesi omurganın öne doğru eğilmesine sebep olabilir.
    • Kemik yoğunluğunun azalmasıyla sırt omurlarında çökmeler meydana gelebilir, bu da kamburluğa neden olabilir.
    • Ciddi yaralanmalar veya kırıklar, omurganın doğal yapısını bozarak kifoz gelişimine katkıda bulunabilir.
    • Omurgaya etki eden bazı enfeksiyonlar, özellikle tüberküloz gibi kemik etkileyen enfeksiyonlar, omurgada deformasyona yol açabilir.
    • Omurgada meydana gelen tümörler veya kansere yönelik bazı tedavi yöntemleri, omurganın yapısında değişikliklere sebep olabilir.
    • Kemiklerin gelişimini ve sağlığını etkileyen metabolik hastalıklar kamburluk oluşumuna katkıda bulunabilir.
    • Kasların ve sinirlerin işlev bozuklukları, omurganın desteklenmesinde zorluklara neden olabilir ve bu durum eğriliklerin oluşumunu tetikleyebilir.
    • Spina bifida gibi doğuştan gelen omurga problemleri de kifoz gelişim riskini artırabilir.

Bu faktörlerin her biri, omurganın anatomik yapısını etkileyebilir ve kifozun oluşumunda rol oynayabilir. Eğer kamburluk şüphesi taşıyorsanız, bir omurga uzmanına başvurarak erken tanı ve tedavi olanaklarından yararlanabilirsiniz. Uzmanlar, omurga sağlığınızı korumak ve potansiyel komplikasyonları önlemek için size en uygun tedavi planını hazırlayacaktır.

Kifoz Tanısı Nasıl Koyulur?

Kifozun tanılanması için hekim, hasta ile kapsamlı bir görüşme yaparak başlar ve tıbbi geçmişi hakkında ayrıntılı bilgi edinir. Fiziksel muayene sırasında, hastanın duruşu, omurganın eğriliği ve hareket kapasitesi değerlendirilir. Hasta omuzlarını gevşetip öne eğildiğinde, doktor omurgadaki eğriliğin ve kamburluğun şiddetini ölçebilir.

Fiziksel değerlendirme sonrasında, daha spesifik tanı koymak ve eğriliğin boyutunu belirlemek için görüntüleme testleri gerekebilir. Bu testler arasında:

Röntgen Çekimleri: Omurganın yapısal detaylarını ve eğriliğin derecesini gösterir, olası kemik anormalliklerini veya kırıkları tespit etmekte kullanılır.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Omurganın ve çevresindeki yumuşak dokuların detaylı görüntüsünü sağlar, sinir kökleri ve omurilik üzerindeki etkileri değerlendirmek için önemlidir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): MR’dan farklı olarak, BT daha detaylı bir kemik yapısı görüntüsü sunar ve özellikle karmaşık anatomik yapıları ve deformasyonları incelemek için tercih edilir.

Hasta eğer nörolojik semptomlar sergiliyorsa, sinir fonksiyonlarının değerlendirilmesi amacıyla Elektromyografi (EMG) testi yapılabilir. Bu test, sinir hasarının ve kas zayıflığının varlığını ve seviyesini belirler.

Özellikle yaşlı hastalarda, kifozun altında yatan sebepleri anlamak için ek testler yapılabilir. Örneğin, kemik yoğunluğu testleri (DEXA taraması gibi) osteoporozu tespit etmek için kullanılabilir; kan testleri, enfeksiyon veya diğer sistemik hastalıkların varlığını kontrol etmek amacıyla gerekebilir.

Kifoz (Kamburluk) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kifozun (kamburluğun) tedavi edilmesi, omurga eğriliğinin derecesine, yaşa, altta yatan sebeplere ve eşlik eden semptomlara bağlı olarak değişiklik gösterir. Tedavi, genellikle hafif vakalarda daha koruyucu ve destekleyici yöntemlerle başlar. Daha şiddetli ve ilerlemiş durumlarda ise daha agresif ve cerrahi yöntemlere başvurulabilir.

Hafif veya orta derecede kifozu olan hastalarda uygulanan tedaviler şunlardır:

Fiziksel Terapi: Hasta özel egzersizlerle, duruşunu düzeltebilir, sırt ve gövde kaslarını güçlendirebilir. Bu tedavi aynı zamanda omurga esnekliğini artırarak ağrıyı hafifletebilir ve daha iyi bir postür sağlayabilir.

Korse: Ergenlik dönemindeki çocuklarda görülen ve hala büyüme potansiyeli olan vakalarda korse kullanımı önerilir. Korse, omurga eğriliğinin ilerlemesini önlemeye yardımcı olabilir. Ancak, kemik gelişimi tamamlanmış yetişkin hastalarda korse genellikle etkili olmaz.

Ağrı Yönetimi: Hafif ve yönetilebilir sırt ağrıları için doktorun önerdiği ağrı kesiciler kullanılabilir.

Ciddi kifoz vakalarında ise tedavi şu seçenekleri içerebilir:

Cerrahi Müdahale: Omurga eğriliği şiddetli ve hayati fonksiyonları etkiliyorsa (örneğin, solunum sıkıntısı gibi) veya konservatif tedavi yöntemlerine cevap vermiyorsa cerrahi tedavi düşünülebilir. Omurga füzyonu, omurganın düzeltilmesi ve sabitlenmesi için yapılabilir.

Osteoporoz Tedavisi: Erişkin ve yaşlı hastalarda kifozun nedeni sıklıkla osteoporoz ise, bu durum kemik yoğunluğunu artırmak ve kemik kırılmalarını önlemek için tedavi edilmelidir.

Her tedavi planı, bireysel duruma uygun olarak özelleştirilmelidir ve düzenli tıbbi takip gerektirir. Kifoz tedavisi sürecinde, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve omurga sağlığını korumak için multidisipliner bir yaklaşım önem taşır. Bu süreçte, hastaların tedaviye uyumu ve düzenli egzersiz yapmaları, tedavinin etkinliği açısından kritik öneme sahiptir.

Kifoz Ameliyatı

Kifoz, yani halk arasında bilinen adıyla kamburluk, omurganın dışa doğru anormal bir şekilde eğilmesiyle karakterizedir. Belirli bir açıyı aşan ve şiddetli ağrı, solunum güçlüğü veya nörolojik sorunlar gibi komplikasyonlara yol açan kifoz vakalarında cerrahi müdahale gerekli olabilir.

Kifoz Cerrahisi Hangi Durumlarda Gereklidir?

  • Omurga eğriliği 75 derece veya daha yüksek bir açıya sahipse
  • Şiddetli sırt ağrıları ilaçla kontrol altına alınamıyorsa
  • Eğrilik nedeniyle nefes almakta güçlük çekiliyorsa
  • Sinir sistemi ile ilgili nörolojik belirtiler görülüyorsa
  • Diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu ve omurga eğriliği ilerlemeye devam ediyorsa

Kifoz Cerrahisinin Amaçları:

  • Omurga eğriliğini düzeltmek
  • Sırt ağrılarını azaltmak veya ortadan kaldırmak
  • Hastanın genel duruşunu ve görünümünü iyileştirmek
  • Nefes almayı ve nörolojik fonksiyonları iyileştirmek

Cerrahi Teknikler ve Yöntemler:

Spinal füzyon (omurga kaynaştırma), kifozun cerrahi tedavisinde sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu işlem sırasında, eğriliğe sebep olan omurlar birleştirilerek tek ve sabit bir omurga segmenti oluşturulur. Bu, omurga eğriliğini düzeltir ve daha stabil bir yapı sağlar.

Cerrahi Prosedür Aşamaları:

  • Cerrah, sırtın ortasından bir kesik yaparak omurgaya erişir.
  • Omurların doğru hizalanmasını sağlamak için metal vidalar, çubuklar veya diğer araçlar kullanılır.
  • Omurlar uygun konuma getirildikten sonra, kemik grefti ya da benzeri malzemeler omurlar arasına yerleştirilir ve kaynaşma süreci başlatılır.

İyileşme Süreci ve Takip:

  • Kifoz ameliyatı sonrası hastanın durumuna göre 3-4 gün ya da daha uzun süre hastanede kalabilir.
  • Ameliyat sonrası iyileşme döneminde, omurganın doğru şekilde iyileşmesi için bir sırt korsesi kullanılabilir.
  • Hastalar genellikle ameliyattan sonraki 4-6 hafta içinde yavaş yavaş günlük aktivitelere dönebilir.
  • Spor ve daha ağır fiziksel aktivitelere genellikle ameliyattan bir yıl sonra başlanır.

Risk ve Dikkat Edilmesi Gerekenler:

Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, kifoz ameliyatının da enfeksiyon, kanama, sinir hasarı veya nadiren felç gibi riskleri vardır.
Bu nedenle, cerrahi müdahaleye karar verilirken, hasta ve doktorun detaylı bir şekilde riskleri tartması ve en uygun tedavi planını belirlemesi gerekmektedir.

Kifoz Ameliyatı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular:

Kifoz ameliyatı genellikle 4-8 saat arasında sürmektedir, ancak operasyonun karmaşıklığına ve hastanın durumuna göre süre değişebilir.

75 derece üzerinde omurga eğriliği, ilaçla kontrol edilemeyen ağrı, solunum güçlüğü, nörolojik belirtiler veya diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu durumlarda kifoz ameliyatı önerilir.

Hastalar genellikle 3-4 gün hastanede kalırlar, ancak bu süre kişinin genel sağlık durumuna ve iyileşme hızına göre uzayabilir.

İyileşme süreci genellikle birkaç hafta içinde başlar ve tam iyileşme birkaç ay ila bir yıl sürebilir. Hastaların çoğu 4-6 hafta içinde günlük aktivitelerine dönebilirler.

Ameliyattan sonraki ilk birkaç gün veya hafta ağrılı olabilir, ancak ağrı yönetimi için ilaçlar ve diğer yöntemler kullanılarak kontrol altına alınabilir.

Doktorunuzun tavsiyesine bağlı olarak, hastalar genellikle ameliyattan bir yıl sonra darbeli olmayan sporlara geri dönebilirler.

Evet, çoğu durumda, omurganın iyileşme sürecini desteklemek ve stabilite sağlamak için ameliyat sonrasında bir süre korse takılması gerekebilir.

Hemen Arayın !
Acil Ortopedi

Bize Yazın

WhatsApp

Hemen Ara